Bilimin, siyasetin, ahlakın ve birçok toplumsal kurumlaşmanın da tanımladığı gibi, 21. yüzyıl kadının özgürlüğünün kazanılacağı bir yüzyıl olacaktır. Bu tespit kadının varlık mücadelesinin başta Kürdistan olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında yükselişine dayanıyor. Günümüze kadar büyük değerlerle katlanarak büyüyen kadın özgürlük mücadelesi, toplumsal özgürlüğün gelişiminin temel dinamiği haline geliyor. Toplumun özgürlüğünü belirleyen kadın özgürlüğü her zamankinden […]
Ay: Ocak 2020

‘‘Feminist hareket şüphesiz en radikal sistem karşıtı hareket olmak durumundadır. Sadece resmi modernitenin değil, tüm hiyerarşik ve uygarlık dönemlerinin tüm toplumsal dokularında zihnen ve bedenen tutsakladığı, en derin kölece çalıştırdığı kadının özgürlüğü, eşitliği, demokrasisi çok kapsamlı teorik çalışmalar, ideolojik mücadeleler, programatik ve örgütsel faaliyetler, en önemlisi de güçlü eylemler gerektirir. Bunlarsız feminizm ve kadın çalışmaları […]

Toplumsal özgürlüğü yaşanabilir kılmanın arayışlarını, örgütlü geliştirmeye çalışan PKK’nin paradigması dönemin sol, sosyalist düşünce akımlarından etkilenerek oluştu. Buna rağmen kadın özgürlük mücadelesinin olmazsa olmaz olduğu kuruluşundan itibaren dile getirildi. Kadın özgürlüğünün, toplumsal özgürlüğün ölçütü olduğu değerlendirmesi PKK’nin kuramları ve kurumlaşmasına damgasını vurgu. Bu şekillenmede, ilk grup aşamasında kadın etrafında bir örgütlülük sağlamaya çalışan Sakine Cansız’ın […]

‘‘Ahlakın işlevi hayati işleri en iyi yapmaksa, politikanın işlevi de en iyi işleri bulmaktır. (Abdullah Öcalan ) Jineoloji, politika alanındaki incelemelerine toplumsallaşmanın asal gücü olan ana kadını politika sanatının yaratıcısı olarak ele almakla başlar. Jineoloji ekonomiyi, ekolojiyi, demografyayı, etik-estetiği, sağlığı, eğitimi ve tarihi kapsamına alarak gelişen yeni bir sosyal bilim olma iddiasını politika bilimini geliştirmeden […]

Eğitim yaşanmış deneyimlerin, öğrenilmiş bilgilerin toplum tarafından yeni kuşaklara aktarım faaliyeti ise; insanların ilk öğretmeni doğadır. Evrenin evrimsel gelişiminde doğa milyonlarca yıl içinde kendini yaratmıştır. Bu yaratım sürecinde gelişen insan; doğayı tanıdıkça, onun dilini öğrendikçe, onun verdiği dersleri uyarıları dinleyip hissettikçe insan olma serüvenine rota çizmiştir. Kadın doğanın ilk öğrencisi, insanların ilk öğretmeni oldu. Hem […]

Jeanne Achterberg’in Kadın Şifacılar kitabında ifade ettiği ‘‘İnsanoğlunun ortaya çıkışından hemen sonra dişi insan bilgelik ve gücün olağanüstü kaynağı sayılıyordu. Can verebilir; can kurtarabilirdi; dolayısıyla hasta bedenlerin ve amaçsız dolaşan ruhların şifacısıydı. Aynı zamanda sakatlayabilir, can alabilirdi; bu yüzden düşlere, hayallere, duyuların ötesindeki dünyaya açılan bir kapı olarak hizmet ederdi. Özellikle doğuran, yavrularını kendi bedeninden […]

Jineoloji ile tarihe bakmak ve tarihi kadınların tanımladığı değerlerle düzenlemek tarihin yaşamla, toplumla, doğayla olan bağlantısını çok güçlü bir şekilde kurar. Yine jineolojik bir bakış, şimdide süren tarihi onun bir parçası olan değerleri, direnme kültürlerini, dilleri, ahlakları, kültleri, masalları ve daha nicesinin şimdiye nasıl aktığını anlatır. Bu nedenle jineoloji tarihi sıkı belirlenmiş bir olgu olmaktan […]

Ekoloji devletli uygarlığın doğaya tahakkümü temelinde yarattığı tahribatları ve toplumun doğayla ilişkisini inceleyen bilimdir. Kadının öncülük ettiğidoğal toplumda toplumun doğayla bağı ona saygı temelinde iken, bu bağ devletli uygarlık ile ortadan kalkmış, doğaya yabancılaşan insan, kendine, kadına, topluma yabancılaşmıştır. Kadının tahakküm altına alınmasıyla doğanın tahakküm altına alınması aynı güçler tarafından aynı zaman diliminde yapılmıştır. […]

Evrendeki her canlıda üreme ve çoğalma kendi özgünlüğü temelinde anlama ve etik-estetiğe sahiptir. İçgüdüsel ya da belli düzeyde zeka yoluyla olması özü değiştirmez. Çeşitlenerek ve sürekli çoğalmak yaşamın esrarengiz sırlı olaylarından biridir. Evrenin dile gelme biçimleri içinde en çok heyecan verendir. Ancak yüzlerce yıl boyunca vahşi deyip küçümsediğimiz doğanın, çoğalmak için üremenin periyotlarını yaratarak sınır […]

Ekonomi alanı toplumsal kırımın dayandığı temel zemindir. Toplum özellikle kadın ekonomiyle teslim alınmaya çalışılıyor. Bu konuda toplumların, bireylerin alıştırıldığı çaresizliğin payı çok önemlidir. ‘‘Öğrenilmiş çaresizlik’’ bu alanda değişimin, eylemselliğin ve iradenin geliştirilebileceğine inanmıyor. Jineoloji; bu ‘öğrenilmiş çaresizliği’ yıkma iddiasında. Bu nedenle kadın öncülüğünde; topluma, bireylere yanı başından akıp giden suya, toprağa ve insan elinin emeğine […]

Jineoloji yeni bilim anlayışının bilimler-arası bütünlüğün ve ortaklaşmanın zemini olma iddiasında. Bu ortaklaşma ya da özgün alanlarında çalışma gelişirken hepsini bir arada tutacak olan harç; etik-estetiktir. Etiği-estetiği olmayan hiçbir mücadeleye ve toplumsal projeye girişmez Jineolojiyi bilimcilikten ve hakim sosyal-bilim anlayışından ayıran en temel fark da budur. Bu alanları sıralarsak Estetik yani güzellik teorisini birçok […]